Kamera kullanımında uyulması gereken basit kurallar.
K.Mehmet Başak
TRT Emekli Başkameraman
Öğretim görevlisi.
Kaynak belirterek alıntı
yapabilirsiniz..
Elektronik VİDEO
kameranın kullanımı esnasında öncelikli olarak sahip olduğunuz cihazın
teknik özellikleri ve çekim esnasında kullanacağınız
özelliklerini önceden deneyerek elinize alıştırmanız gerekir; Bunlardan
ilki Start stop butonu ve genellikle bu buton üzerinde bulunan kilit anahtarı
yada ON-OFF swicidir. Bu swic kamera kullanım dışı iken akü de
tasarrufa gidecek şekilde, sistemi devre dışı bırakacak yapıda tasarlanmıştır,
ufak bir hareketle ON durumuna getirilerek cihaz çalıştırılır.
Diğer husus
ise ZOOM mandalının elinizin altında olması nedeniyle yakın ve uzak çekim
amacıyle bu mandalı uygun hız ve miktarlarda kullanabilmek için elinizi alıştırmanız
gerekir.
Çekim esnasında
yakın çekilmek istenen konuya veya objeye ZOOM
girilmek isteniyorsa, mutlaka çekim anından önce o noktaya kadar
zoom girilerek netlik yapılması gerekir ve daha sonra geniş açıda kayda
girilerek konuya yakın çekim yapılmalıdır: Ev tipi video kameralarda
genellikle otomatik FOCUS yani netlik yapma özelliği bulunmaktadır bu
yüzden pratik kamera kullanımınız artıncaya kadar
otomatik netlik özelliğini kullanmakta fayda vardır.
Yine
makinanızın renk ayar özelliğini otomatik renk ayarında tutmakla farklı
renkteki ışıklı ortamlarda cihazınız kendi kendine renk ayarını yapacak
ve görüntüde doğal renkler hakim olacaktır.Gün
ışığı ve evlerde kullandığımız flaman akkor lambaların renkleri
birbirinden farklıdır, yeni kameralar bu farklılığı devamlı kontrol
ederek beyaz ayarı adı verilen renk tashihini sağlar.
Kullanmakta
olduğunuz video kameranın normal göz vizörünün dışında ufak
açılabilir ekranı da mevcut ise yine buradaki görüntüye bakarak çekim
yapılabilinir.
ÇEKİM
ANINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR:
Kalabalık
bir ortamda çekim yapacağınız çekimlerde kişilerin tamamını aynı çerçevede
almaya gayret ediniz.
Sonradan bu
konu seyredilirken kişiler ile ilgili fikir teatisinde bulunduğunuzda çerçevedeki
herkezin üzerinde en az beş saniye bakma ve tanıma süresi gerekebilir yani
10 kişilik bir topluluğu çekiyorsanız ve bu konu hemen dağılmıyorsa en az
30-50 saniye sabit çekim yapılmalı.Bu esnada kameranızı mümkün olduğunca
sabit ve hareketsiz tutunuz.Daha sonra konu hala aynı yerde ve şekilde önünüzde
devam ediyorsa kişilerden yakın, göğüs ve baş kısımları görünecek ölçüde
tek tek 5-10 saniye uzunlukta yakın plan çekimlerinizi gerçekleştirin.Bu
planlar ikili üçlü de olabilir o takdirde süre biraz daha uzaya bilir.Ancak
hareketli ve çabuk değişen konularda bu kurallar şahsi isteğinize göre değişebilir.
Bebek ,küçük
çocuk ve çok yaşlı insanlarda yüzdeki
değişimler daha sonra izlendiğinde kişilere önemli anlar yaşatacağında yüz
çekimleri önemlidir.
Çekim esnasında
kısıtlı planların dışında uzun süreli çekimlerde yapılabilir.
Bu çekimlerde
ses unsuru da görüntü kadar önemli olabilir dolayısıyle kesintisiz uzun süreli
çekimler yapılırken konuşan kişiyi bel yada göğüs plan çekerek konuşulanlar
seyirci tarafından daha kolay anlaşılabilir. Bu tür çekimlerde çekim yapan
kişi uzun süre kamerayı zoom yada yakın planda tutmak zorunda kalabilir ve
bir süre sonra elleri yorularak titreyebilir bu yüzden konuşan kişiye 2-3
metre mesafede durarak çekim yaparsak kamera daha az zoom değerinde olacağından
sallantı ve titreme az olur ve kameraman daha az yorulur, kamerada otomatik
netlik esnasında daha az hata yaparak olumsuz bir görüntü oluşmasını
engeller.
Çekim esnasında
her plan en az 5 saniyeden az olmamalı ve 5-10-15 saniyelik planlar halinde çekilmeli.
Kafanızadan bu resmi bu kadar çektim yeter artık diye düşündüğünüzde
orada stop yaparak başka bir çerçeve ile çekime devam edilmeli.
En son çektiğiniz konuyu yada kişiyi tekrar
çekmek gerekecekse, kesmiş olduğunuz andaki çerçeve büyüklüğünden
farklı bir çerçevede tekrar çekmeye başlayın, yani dar bir yakın çekimde
bitirmişseniz geniş bir çerçevede tekrar çekime devam ediniz. Böylece
resimdeki kişi yada hareketli konunun sıçrama tabir edilen hatası göze çarpmaz.
Devamlı çekmek zorunda kalacağınız konularda,
konuşan ya da konunun önemine
binaen uzun süre sabit çekimlerde izleyici sıkılabileceğinden çevrede
izleyen diğer kişi yada objelere ara sıra PAN adı verilen , yani kamerayı
sağa yada sola doğru aynı eksen etrafında döndürerek detay resimler alınabilir,
bu dönüşler 3-5 saniyeden fazla sürelerde olmamalı ve bu detay
olarak almakta olduğunuz resimdede 10 saniyeden fazla kalınmamalı.Yine pan
olarak adlandırdığımız sağa veya sola harekette kamera süreye uygun
olarak fakat yumuşak hareket etmeli ..Sert hareket insan gözünü yorar.
Pan
hareketi yapacağınızda kameranızın objektifini en geniş açıya kadar geri
alarak dönüşde genişe çıkmak gerekir.
Dar açıda pan hareketi gözü yorar ve kameramanın dönmekte olduğu konuyu
bulup çerceve yapmasını zorlaştırır.
Geniş açıda PAN yaptığınız takdirde görüntü zaten çerçevenin içine
gireceğinden sizede kolayca kameranızı yönledirmenizi sağlar.
Zoom
hareketleride yavaş ve yedirerek yapılmalı.Hızlı pan ve zoom larda izleyici
gözü zorlanır ve kameramanda yapmak istediği çerçeveye ulaşmakta hata
yapabilir.
Zoom esnasında
yeterince yakına girdiğinize kanaat getirdikten sonra konudan hemen uzaklaşmayın
bu yakın planı izleyicinin özümlemesine zaman tanıyın
bu süre en az 5 saniye olmalıdır.
Çekim
alanındaki ışık önemli;
Çekim yapmak
istediğiniz ortamdaki ışık seviyesi görüntü kalitenizi etkiler, dışarıdan
ışık alan bir oda yada salonda çalışıyorsanız mümkün olduğunca
ışığı arkanıza yada en azından yan tarafınızdan gelecek şekilde karşılamalısınız,
karşıdan gelen bir ışık kameranızın otomatik diyaframını dış ışık
seviyesinde kısacağından içeriye dönük yüzler daha karanlık olacak ve seçicilik
azalacaktır.
Dış çekimlerde
güneşli bir havada çalışıyorsanız, ışık arkadan yada biraz yandan
gelebilir.Bulutlu kapalı havalarda ışık yumuşak ve gölgeler az olacağından
ışık yönü sorun olmayabilir ama yinede yüksekteki bir kişiyi çekiyorsanız
arkasındaki gök yüzü fazla parlak olmamalı
yani hava bulutluda olsa yüz kararır , eğer arka planı mavi bir gök
yüzü kaplıyorsa bu diyaframı kapamaz ve resim aydınlık olabilir.
TERS IŞIK
ya da kontur
tabiredilen durumlarda eğer makineye hakim olabiliyorsnız manual pozisyonda
diyaframı biraz açmakta fayda vardır yada bu tür kullanım için bazı
kameralarda bir düğmeye basılarak diyafram bir yada iki stop kendiliğinden açılarak
yüzler aydınlanır arka plan daki ışık patlasada tercih ön kısımdakiler
oduğundan kabul edilebilir resim oluşur.
Bir konuşmacıyı
ya da konuyu çekerken ışık kaynağınıda dikkate alarak kendinize bir
mahalli sabit merkez olarak belirleyin ve
salonun ortasından bir çizgi geçtiğini
düşünerek karşı tarafa geçerek çekim yapmayın.
Örneğin kürsüde
konuşan bir kişi çekiliyorsa ve onu izleyenlerde karşısında iseler, konuşmacı
bir süre göğüs, bel yada geniş açıda
çekildikten en az 3 dakikadan sonra izleyicilere PAN yapılarak yani
yavaşca dönülerek yine en az 5 saniye veya daha fazla onların görüntüsü
alınabilir ve tekrar konuşmacıya yada ana konuya dönülür bu konu konuşan
birisi yada oynayan bir çocuk yada hareketli bir olayda olabilir .. Ancak
konunun hareketli bir yapısı ve kaçırılmaması gereken bir şeyler
olabileceği söz konusu ise uzun süreli ve dikkatli bir şekilde çekime devam
edilebilir detay tali durumda kalabilir.
Yukarıdaki
gibi bir yerde eğer çekim devam
ediyorsa mutlaka detaya dönüşlerinizi yerinizden fazla değişiklik yapmadan
aynı noktadan çekiniz . Bu açık
ortamlardada geçerli bir kuraldır. Bu şekilde izleyici konuşanla onu
izleyenlerin birbirlerine bakışlarında oluşabilecek
sıçrama denilen hata olmamış olur ve konuşanla onu seyredenler birbirlerine
doğru bakıyor olacaklardır, aksi takdirde ilk çekim mahalliniz değiştirip
karşı taraftan çekim yaparsanız aks sıçrama etkisi oluşur .
TİLT adı
verilen bir diğer kamera hareketide
kamerayı yüksekliği sabit kalmak şartıyle yere paralel vaziyetten yukarıdaki
yada bulunduğunuz yerden aşağıdaki bir konuya
doğru döndürerek eğmek ya da yukarı çevirmekdir.Bu hareketlerde eğer
konu çok hızlı ve kaçacak şekilde
gelişmiyorsa yavaş ve yumuşak şekilde yapılmalı. Eğer hızlı gelişen
bir konu ise hareketler daha hızlı olabilir. Unutulmaması gereken bir
kuralda konulara mümkün olduğunca yakında çekim yapmakdır, zoom imkanını
kullanarak konuyu yakına getirmeniz esnasında ise görüntünün büyüme oranına
paralel olarak, elinizden ve vücudunuzdan kaynaklanan titremelerde bu tür çekimlerde
görüntüye yansır, resimde sallantı ve titremeler artar.
Gelişmekte
olan bir konuyu çekiyorsanız ve planlı bir şekim yapamıyorsanız, ve konu
devamlı yer değiştiriyorsa takip esnasında kamera objektifiniz mutlaka en
genişde olsun,
Bu tür
devamlı yer değiştiren bir konunun çekimi yapılıyorsa , geniş açılı
takiple birlikte sizde yürümek zorunda kalırsanız adım atışlarınızı
biraz yumuşak sanki dolu bir su bardağı taşıyormuşsunuz gibi
hareket etmelisiniz, bu davranış resimde aşağı yukarı vücut
hareketinizden kaynaklanacak dikey ve yatay sallantıları azaltacak, uçarak ya
da kayarak giden bir görüntü oluşacaktır. Bu tür takipler hep en geniş
açıda yapılmalıdır.
UZAKdaki
konuyu ZOOM yaparak çekmek istediğinizde
Zoom karakteri çoğaldıkça konu büyüyecek ama sallantı ve titremede
artacak demiştik, bu tür çalışmada eğer TRİPOT-Sehpa kullanmıyorsanız,
çekim anında sakin ve nefes alışlarınızın hızlı yada soluk soluğa
olmaması gerekir çünki kameranın sabit ve sallantısız tutulması gerekir,
bunu sağlamak için dinlenmiş ,kalp atışınızın ve nefesinizin hızlı
olmaması lazım.Yani sakin ve nefesinizi uzun süreli tutup çekimi yaptıktan
sonra tekrar nefes almanız gerekir.
Böyle çekimlerde
30 saniye kadar nefesi tutmak ve tekrar alırken sallantıyı
vücudunuzla dengeleyip yada absorbe edip almanız gerekir, bu da sallantının
görüntüye fazlaca girmesine mani olabilir. Bütün bunların dışında bir
duvar, ağaç ya da benzeri bir yapıya kolunuzu ya da vücudunuzu dayayarak
kameranın daha az sallanmasını sağlıyabilirsiniz.
Yine de
ZOOM yapmadan yakından çekilebilecek konuların yakınından yapılan çekimler
renk kalitesi ve derinlik nedeniyle göz alıcı görüntüler verirler. Zoom u
gerekmedikçe kullanmayın.
Yakın ve
geniş açılı, sakin , yeterince uzun çekimler daha anlaşılır ve
etkilidir.
Bakış açısı
boşluğu; kişilerin
yakın çekimleri esnasında bakmakta oldukları yöne doğru ekranda bir miktar
boşluk bırakmak gerekir. Bu boşluk tam profilden çekim söz konusu ise hemen
hemen ekranın yarısını boş bırakmak yada yarı öne doğu 1/3 bakışda
ise, biraz daha az boşlukla sağlanır. Eğer kişi tam karşıdan size bakıyorsa
o zaman tam ortada ve ekranın her iki yanıda eşit boşlukta olacaktır.
Bu boşluk kuralı kişi yukarı ya da aşağıda bakıyorsa uygun oranlarda bırakılarak konu ve bakışa anlam kazandırılır.
Çerçeve
yaparken kişilerin kollarını eklem yerlerinden yani dirsek, bilek diz yada
ayak bileklerinden keserek çerçeve yapmayınız.
Kapalı
bir ortamdaki duvardaki resim çerçeveleri ile çekim yapılacaksa mutlaka
resim ya tam alınmalı ya da tamamen dışarıda bırakılmalı, bilhassa Atatürk
resimlerinde resim kişinin üzerinde ise kesinti yapılmadan tam çerçeve
resmedilmeli ya da tamamen konu dışı bırakılmalı.
Bu konuda
TRT, deki çekimlerden örnek alınarak
çekimler yapılabilir ve yine konulu sinema filmlerindeki yakın, uzak planlar,
zoom hareketleri, PAN sağa sola çevirim ve kameranın gövde olarak ileri geri
ya da sağa sola doğru yaptığı hareketler takip edilerek uygulamalarla tecrübe
kazanılabilinir.
SES ÖNEMLİ:
Amatör
kamera ile de çalışıyor olsanızda ses resim kadar önemlidir.
Aile içi çekimlerde
ve konulu çekimlerde konuşmacının cümlelerinin bitiminde çekimi kesmek doğru
olur .
Aralarda kesilen sesler band izlenirken hoş olmaz. Konuşan kişiyi
sesli olarak kayıt ediyorsanız mümkün olduğunca sesinin iyi duyulabileceği
bir mesafede ya da 2-3 metre uzakta olunmalıdır. Eğer ses düzeni olan bir
ortamda çekim söz konusu ise ve konuşana yaklaşmak mümkün değilse
duvarlardaki bir hoparlörün altından ama
uygun resim alınabilen bir yerden yapılan çekimde ses hoparlöre yakın olduğunuzdan
net ve anlaşılır kayıt edilebilir.
Geniş
mekanlarda çok fazla hoparlörün olduğunu var sayarsak farklı seviye ve
gecikmede gelecek sesler karışıklık oluşturur.Bunu en aza indirmek için
ses ve resimin en uygun çekileceği ve yankı ya da ses girişiminin az olduğu
yeri tercih ederek azaltabiliriz.
Kullanım
öncesi Kameranızın akülerini en fazla bir gün önce şarj etmelisiniz.
Uzun süre önce şarj edilmiş aküler kendi iç kaçakları nedeniyle boşalırlar.
Sehpalı çekimlerde kameranızdan uzaklaşmayın , her zaman bir eliniz kamera sehpasının kolunda olsun.
Kamera üzerinde
iken, kullanmadığınızda sehpa kilidini sıkıştırın , boşta kalan sehpa
kafası öne arkaya eğilir ve devrilebilir.
Aracınızı
içinde kameranızı bırakacaksanız güneş ışığından ve kalorifer çıkışından
uzak noktalarda barındırın, eğer sıcak ve güneşli bir ortamda bırakacaksanız
mutlaka ışığı yansıtacak beyaz bir nesne ile örtün.Çekim
öncesi objektif ve vizörü yumuşak bir mendil ya da özel objektif kağıdı
ile silin. Selpak gibi kağıt mendillerdeki sert partiküller objektifin üzerindeki
sır olarak tabir edilen kaplamayı çizer matlaştırır.
Ufak tip
kameraları kullanırken boyundan geçirilen askı ya da kemerle kullanılması
düşmelerini önler.
Kasetler
kullanılma dışında mutlaka kutularında tutulmalı, açıkta kalan kaset
statik etkileşim nedeniyle toz tutar ve kamerada kullanılırken ya da videoda
izlenirken bu tozlar okuma ve
GECE çekim
özellikli kameralarda enfrared ışıma ile çekim yapıldığından mesafe kısadır.
Dolayısı
ile konuya yakın olduğunuzda tek renk de olsa net resim oluşur , uzak çekimlerde
resimde gürültü yani karlanma oluşur.
SABİT
VE KARARLI ÇEKİMLER ANLAMLI OLUR.
SÜPÜRÜR
GİBİ TABİR EDİLEN DEVAMLI HAREKET HALİNDE VE KARARSIZ ÇEKİMDEN UZAK
DURUN.
HER
OBJE YA DA KONUDA YETERİNCE SALLANTISIZ ANLAŞILACAK KADAR SABİT KALIN.
IŞIĞI
SIRTTAN YA DA YANDAN ALIN.
SESE
DE ÖNEM VERİN.
FAZLA ZOOM KULLANMAYIN. PANLARI YUMUŞAK YAPIN.
YAPACAĞINIZ
ÇEKİM ÖNCESİ PROVA YARAR SAĞLAR.
Kamera teknikleri temel
bilgiler
(Yüksek okullarda verdiğim derslerin
notlarından aktarmalar.)
Bir teoriye göre bu parçacıklar kaynaktan uzaklaşırken birbirlerinden
uzaklaşarak yelpaze şeklinde yol alırlar ve kütleye sahiptirler,diğer bir
teoriye göre ışık titreşimlerden-dalgalardan
oluşur ve beyazı oluşturan tüm renklerin bir dalga boyu vardır.Her
iki teoremde geçerliliğini korumaktadır.Farklı dalga boyundaki ışıklar
mesafe kat ederken zayıflamaları da farklı olur, yada uzaklaşan galaksilerin
renkleri kırmızıya ,yaklaşanların maviye çalar. Diğer yönden foton kuramı
da yeni buluşlardaki ışığın etkisini doğrulamaktadır.CCD cipler bu yönteme
dayalı çalışır.CCD nin elektron
yapısı farklı katmanlarından ışık yardımı ile kopan elektronlar bir alt
tabakada potansiyel elektron artışı sağlayarak elektrik
oluşturur ve görüntü için gerekli ilk referans elde edilmiş
olur.Yine solar pil yada solar cell denilen Güneş paneli elektrik üreteçleri
bu yöntemle çalışır.Işık enerjisi sadece görmek yada bazı sistemlerin
etkilenmesinin yanında tabiat da bazı bakteriler ve klorofil üreten yeşil
bitkilere FOTOSENTEZ için
gereklidir.
D vitamini vücutta kalsiyumu tutmaya yarar,bu arada fotoğraf
ve hareketli film kameralarının gelişmesine sebep olan Film tekniği gümüş
bileşiklerinin ışık altında metalik gümüşe dönüşüp kararmalarından
yola çıkılarak bulunmuştur
Dip not: Güneşten ve uzaydan gelen ışık ışınları bize
paralel ulaşmaktadır.
İnsan beş duyu yardımı ile dış dünyayı anlar , tanır ve öğrenir.Vücudumuza
en çok bilgi girişi göz ve kulağımızla olur. %1 tatma, %1.5 dokunma, %3.5
koklama, %11 duyma ve %83 görme.
GÖZÜN YAPISI:Göz
karanlık oda prensibiyle çalışır.Mavi,kırmızı ve yeşil renklere duyarlı
hücrelere sahiptir,bu hücreler retina adı verilen ve gözün arka kısmında
görüntünün mercek yardımı ile düştüğü noktadadır.Tek
renkli görüntü o rengin hücresini , iki renk karışımı bir görüntü de
içerdiği renklere uygun ölçüde ilgili hücreleri uyarır.Eğer üç renk
den eşit miktarda renk geliyorsa BEYAZ yada açık gri görürüz.
Göz; Mor
ötesi ve kızıl ötesi renklerin arasında kalan ana ve ara renkleri görür.Sırasıyle:Yeşil,mavi,kırmızı,sarı,cyan
ve magenta ve tabii bu renklerin değişik oranlarda karışımlarını göz görebilir.
Işık göze mercek yardımı ile kırılarak girdikten sonra arka duvardaki
ağ tabaka üzerine düşer.Ağ tabaka üzerinde RECEPTEUR-alıcı olarak çalışan
iki türlü hücre vardır;Koni şeklinde ve daha çok renk pigmentine sahip
olan hücreler, gündüz yada ışığın çok olduğu ortamlarda işlevseldir,
diğer slindirik hücreler ise daha karanlık ışık seviyelerinde görev yapar
renk olgusuna daha az duyarlıdır . Işıksız ortamlarda renk
ısısı oluşmadığından konik hücreler algılamada yetersiz kalırlar.Çok
ışıklı bir ortamdan karanlığa girdiğimizde ilk anda çevremizle hiçbir görsel
ilişkimiz olmaz daha sonra etrafı görmeye başlarız buna gözün alışması
denir, aslında ağ tabakanın yapısında bulunan A vitamini
gün boyu yüksek ışıkta yanarak kullanılır ve devamlı aynı
seviyede kalır ani karanlığa girdiğimizde hassasiyetin artması için vücut
kendiliğinden retinayı A vitamini ile besler ve az ışık için gerekli olan
seviyeye ulaştığımızda görme oluşur.A vitamini eksikliğinde gece körlüğü
denilen ve genetik olan göz kusuru oluşur.Tavuk karası.
Doppler effect: Daha sonra açıklanacak.Kaynak uzaklaşırken ses ve
ışığın frekansı düşer.Yaklaşırken yükselir.IŞIĞIN yapısını
sorgula?
Photographien Yunanca ışık yardımı ile görüntü elde edilmesi anlamına
gelir.Gümüş tuzlarının ışıktan etkilenmesi ve kimyasal işlemlerin yardımı
ile kalıcı görüntü elde edilmesi bu isimle anılır.
Gümüş tuzları ; Görünür ışık,morötesi,kızıl ötesi ve gamma
ışıklarından etkilenir, gümüş bromür ve diğer gümüş bileşikleri
metal gümüşe dönüşür ve kararır.Fotoğraf filmi ve kartı gümüşün
bu özelliğinden yararlanılarak geliştirilmiştir.
Fotoğraf tekniği 18 ci yüz yıl sonlarında birçok meraklı araştırmacının
çabaları sonucunda bulunmuş ve zamanımıza kadar gelişerek son halini almıştır.
16 yy sonlarında CAMERA OBSCURA (Karanlık oda) tekniği yardımı ile
ressamlar portre, manzara ve bina resimleri çizmekteydiler , tabii ters olarak.
Daha önceleri ise Camera Obscura diye adlandırılan karanlık oda ve üzerindeki
bir delikten yıldızlar ve güneş izlenmekte idi ve bu yöntem
Çin ,Yunan ve Arap uygarlıkları tarafından kullanılmıştir.
16 yy da Ressamların tercih ederek kullanmaya başladıkları bu yöntem
sayesinde karanlık bir kutu içerisine kafalarını sokarak delikten içeri
giren ışıkla birlikte görüntü, önlerindeki yağlı yada şeffaf kağıdın
üzerine düşüyordu ve ressamlar bu görüntünün üzerinden çizim yaparak
modeli doğru ve orantılı şekilde çizebiliyorlardı .Daha sonraları bu
delik genişletilerek mercek yerleştirilmiş ve görüntü kalitesi artarak
daha belirgin hale gelmiştir
Daniello Barbaro 1568.İtalya.
Yine 1676 da Daniel schwenter(Alman) Üç mercekli bir objektifi geliştirerek kullanmaya başlar.Gelişmeler devam eder 45 derecelik bir ayna yardımı ile görüntü düzeltilerek bir buzlu cam üzerine düşürülür.Bu haliyle kolay kullanılabilen bir düzenek haline gelmiştir.Ressamlar artık konuyu gözle ölçü alarak yapmaktan ziyade bu tür kopyalama tekniği ile daha hızlı ve orantılı resimler yapmaktadırlar.
17 yy ilk çeyreğinde gümüş tuzlarının ışığa duyarlı olduğu fark edilir ve bu tür etkileşimin fotoğraf tekniğinde kullanımına hala zaman vardır.yaklaşık elli yıl sonra 1795ler de Thomas Wedgwood porselen tabaklar üzerine resim yapmak için bazı görüntülerin kopyalarını Gümüş nitrat kullanarak parlak porselen üzerine geçici olarak aktarmayı başarır.Ancak bu görüntü uzun süreli değildir ve fotoğrafı kalıcı hale getirmek için uğraşır.
TV
tarihçesi:
Aynı mil üzerinde senkron dönen iki ayrı disk üzerindeki sarmal delikler üzerinden
aydınlatma yapılarak selenyumun ışığa karşı iletkenlikte değişim göstermesi
ile diğer diskin önündeki ışık kaynağı yakılmak suretiyle görüntü
bozuk kalitede olsa da aktarılmış ve tarihin ilk elektriksel görüntüsü de
budur.
2-Günümüzde resim tüpü olarak
adlandırılan , katot
3-Esas
gelişme ise Rus asıllı Zworkyn 1923 de patentini aldığı İKONOSKOP
Kamera tüpü oldu.
Yani 18 sabit resim arka arkaya
retinaya ulaştığında kesintisiz hareket ediyor hissi yaratır.
Standart Resim sayısı Sinema filminde 24 kare TV de ise (PAL)25 Karedir.
Resim hayal şeklinde keskinlik yoktu ve Neon lambanın orijinal rengi olan
turuncu kırmızı arasıydı.Senkron devamlı kaydığından
ayarlamak gerekiyordu.
Siyah beyaz TV: Resim
tüpü bir katot ışınlı tüptür.Havası boşaltılmış bir tüp olup ,ön
yüzü fosfor ile kaplanmıştır.
RF yolu ile
havadan alınan işaretler alıcının içindeki devreler sayesinde , sinyaldeki
koyu ve açık ışımalar katot tüpünün ön yüzüne ince bir elektron
demetiyle ulaşır ve sinyaldeki bilgi oranında fosforu aydınlatır.
Ortikon kamera
tüpündeki foto voltaik özellik de ışık düştüğünde elektriksel işaret
oluşur diğer bir tüp modeli vidikon da ışığın düştüğü
noktada ki ışık şiddetine uygun oranda iletkenlik oluşur her iki sonuçda
elektriksel devrelerin değişikliği algılamasını sağlar .
Katod
tüpü olarak da adlandırılan TV video
resim tüplerinde, mercek düzeninden geçerek gelen görüntünün iz düşümü
tüpün ön yüzündeki düz yüzeye ve metalik iletken bir madde ile kaplı şeffaf
tabakaya ulaşır.Burada net bir görüntü
meydana gelir.Bu görüntünün açık renk veya daha aydınlık bölümleri bu
tabakadan elektron kopararak alttaki foto iletken tabakanın üzerinde
elektron yükselmesine sebep olur ve resimdeki açık ve koyu alanların
seviyelerine uygun düzeyde elektriksel değişim sağlanır.
Tv yayınlarında sinemada oluşan ve gözü yoran opturatör etkisi yoktur ve
her bir resim karesi toplan 625 çizgi ile tanımlanırken 1/50 saniye 312.5 çizgi
ile iki kez taranarak toplamda 625 çizgiye ulaşılır ve çok durağan,
titremeyen düzgün bir görüntü oluşur.
Renkli TV Kamera tüpleri aslında üç adet kırmızı, mavi ve yeşil renkleri
algılayan tüpler olmasına rağmen her biri siyah beyaz kamera resim tüpüdür.
Renk fitreleri her tüpe giden kendi renk sinyalini üretmek için kendisine ait
renkli ışık ve bileşenlerini filtre ederek arkasındaki tüpe iletir farklı
renklerin ışığını emerek geçişini engeller. Ve farklı renkler farklı tüplere
ulaşamaz.
Renkli TV kamerasında
üç ana renk için üç filtreli üç ortikon tüp bulunur.
Elde edilen üç ayrı renk sinyali ile birlikte parlaklık-luminans sinyalide
elde edilir ve bir işlemci devresinde farklı fazlara oturtulan renk işaretleri,
kullanılan sistemin taşıyıcı dalgasının üstüne oturtularak vericiler ve
anten sayesinde uzaya gönderilir.
CCD charge-coupled device
Günümüz video kameraları ve fotoğraf makinelerinde kullanılan resim görüntüleme
algılayıcı devrelerine kısaca CCD denir.Film tekniğine gör çok daha fazla
ışığa hassas devrelerden oluşan CCD chipleri, video kameralarda video resim
tüplerinin yerini almıştır.
Resim tüplerinin tarama sayısı ile benzer olmasına rağmen yapısal olarak tüplerden
farklıdır.
Çok düşük elektrik akımı ve voltajında çalışmaları nedeniyle taşınabilir
çok küçük kameraların üretilmesine imkan sağlamışlardır.
Her bir CCD devresi çok küçük bir yüzeyde yüz binlerce piksel ihtiva
edebilir ve çok yüksek çözünürlükte resim elde edilmesine imkan
verirler..
Renkli tv de ise kompozit renk işareti
komponentlerine ayıran devrelerden geçirilerek her bir renk kendi başına
resim tüpünün katoduna gelir.Renkli tüplerde üç ayrı ışın tabancası
vardır ve ayrışmış olarak gelen renk işaretlerini her bir renk tabancası
ayrı ayrı ışıtır ve ince demet halinde resim tüpünün ön yüzündeki
mavi yeşil ve kırmızı piksellerin üzerine düşürür bu işlem çok karmaşık
bir yapıya sahiptir ve her renk hücresine gelen ışın yandaki farklı renk hücresine
ilgisiz elektron taşımasını engellemek için Shadow mask denilen anti
manyetik ve antistatik bir metal
Yeni nesil plazma ve LCD ekranlar da daha farklı metodlarla elektriksel görüntüyü görünür hale getirirlerDünyada pal-Secam
ve NTSC diye adlandırılan renk sistemleri kullanılmaktadır.Bu farklılıkların
birkaç sebebi vardır bazıları kendi ulusal yayın tekniklerini kendileri
geliştirdiği için diğerlerini kabul etmez ve yine bazı sistemler demirperde
Rus yayınları( SECAM) eski zihniyetle farklı ses ara frekanslı
olarak yayınlanırdı ve Avrupa standardındaki renkli- renksiz TV ler bu yayınları
sesli alamazdı yine o yayın için yapılan TV ler de Avrupa yayınlarını
sesli alamazdı.Tıpkı Kril alfabesinin ortodoks papazlar tarafından
ortodokslara öğretilip latin harflerini okuyamamaları gibi batıya ulaşımı
engellemek için icat edilmiştir.
Bu arada renk sistemlerinin teknik zorlukları pal de azdır en kullanışlı
yayın modelidir .
HDTV 1200
satırın üzerinde olduğu için resim kalitesi pal’e göre iki misli daha yüksektir.
Secam yayın cihazları fazla üretilmediği için tercihi azdır ve
daha pahalıdır .
Zamanımızda üretilen TV alıcıları artık tüm renk çözümlerine uygun
imal edilmektedir.
TV resim tüpleri ve
plazma tüpler 4:3 veya 16:9 oranında
ölçülerde imal edilebilmektedirler.
Evlerimizde kullandığımız klasik eski tip TVlerin resim tüpleri
4:3 oranına sahiptir.
Son yıllarda plazma veya TFT ekran olarak adlandırılan yeni tip TV
ekranlarında16:9 oranı da kullanılmaktadır.
Bunda amaç;İlk kez Japonya da test edilen ve Avrupa da benzer standartlarda üretim
ve yayın imkanı bulan (yüksek tanımlamalı ) HDTV yayınlar
16:9 ekranlarda uygun görüntü boyutlarında izlenebilmektedir.Türkiyedede
Kanal D tarafında HDTV yayınları başlatılma üzere denemeler yapılmaktadır.
16:9 oranı aslında Amerikan western
filmlerinde sıkça rastladığımız sinemaskop olarak adlandırılan
ekran standardına benzemektedir.
Daha panaromik geniş bir alan insan gözüne
yakın bir genişlik hissiyle seyirciye aktarılmaktadır.
İnsan gözü yüz yapısına bağlı olarak 170-180 derecelik bir açıyı görebilir
veya fark edebilir.
Ancak 16:9 oranındaki geniş ve yaygın ekran TV film çekim kurallarında bazı
çekim açı sorunları doğurabilir.
4:3 oranına
göre çalışmaya ve çerçeve kurallarına alışan kameramanlar 16:9 da geniş ekranın
yan bölümlerinde oluşacak görüntü bulaşmalarında biraz sorun yaşayabilirler.
Yatay olarak iki konuşmacı yan yana oturduğu bir masada birini tek olarak çerçeve
yaptığımızda eski klasik kurala göre göğüs plan çekimde yandaki kişin
kolu omuzu görünebilir veya benzer sıkıntılar mutlaka yaşanacaktır.Belki
yeni formatta eski çerçeve bakış boşlukları daha yukarı çekilerek azaltılabilir.
16:9
oranında bir ekranda 4:3 oranında bir görüntüyü basık
ve aslına
göre orantısız olarak
Plazma ekranlarda ise resim detay ve keskinliği kontrast seviyesi çok yüksektir.
TV video kameraları üretildikleri
amaca uygun yapı ve özelliklere sahiptirler.Naklen yayın amaçlı kameralar
kamera gövdesi, objektif,(View finder-vizör) bakaç,gibi üç ana bölümden
oluşur.
Portable-seyyar çalışan
Camcorderlar ayrıca görüntüyü kaydeden
band veya hafıza ünitelerine sahiptirler.Günümüze dek üretilen
kameralar giderek küçülen kaset formatları ile kolay taşınabilir ve hafif
cihazlar haline gelmiştir.
İlk
video kameralar,kamera ve kayıt edici olarak iki ayrı cihaz halinde ve
bir ara kablosu ile birleştirilmişlerdi. Ve toplam ağırlığı
Bu tip cihazlarda U-Matic adı verilen ve Betacam kasede göre iki kat daha büyük
olan video kasetler kullanılırdı.
Akü besleme süreleri çok güç harcandığından 30 dakikadan daha kısa sürede
biterdi.
Ancak film kameralara göre görüntü kaydı ve hemen kullanılabilir olmaları
önemliydi.
MonoBlok Betacam Kameralar
İlk
üretilen mono blok tek parça Betacam kameralar
son dönemde profesyonel olmalarına rağmen küçük boyutta ve 5-
1990 ların başlarından itibaren Betacam kameralar tek blok halinde 9kg ağırlığında
ve uzun süreli akü kullanımı ile daha kullanışlı hale gelmiştir.
Giderek Betacam SP,Betacam SX ,DVCAM
ve mini DV kameralar yayınlarda yerlerini aldılar.
Günümüzde DVD üzerine ve
(Memory- card) hafıza kartlarına kayıt yapan kameralar ve fotoğraf
makineleri geliştirilerek kullanıma sunulmaktadır.
Yeni nesil kameralarda güç harcaması son derece azaltılmış ve resim
kalitesi eskiye oranla çok yükselmiştir.
Broadcast TV kameralarının önemli bölümlerinden biri Zoom objektifleridir.Büyütme
ve yakınlaştırma oranları değişken,resim kalitesi yüksek yapıda üretilen
objektifler oldukça geniş açı ve dar açılarda karaktere sahip olmaları
nedeniyle kameraya kullanım kolaylıkları sağlamıştır.5-6mmlik geniş
açılardan, 1000 mm ye dek dar açılı yani zoom yapabilen özellikte
objektifler üretilerek kullanılmaktadır.Maçlarda kullanılan yüksek büyütme
oranlı objektifler bazen kamera fiyatına ulaşmaktadır.Video kameralarda
kullanılan objektifler aynı zamanda daha geniş açı ve filtre takılabilir
uygun adaptör ve düzeneklere de sahiptirler.
ZOOM objektifler GRİP yada
elcik olarak adlandırılan bir bölümle birlikte kullanılırlar.GRİP ya
da elcik ;ENG ve EFP kameralara takıldıkları takdirde kameramanın omuz
da veya sehpada kullanımı esnasında,
eliyle kameraya komut verdiği ve kamerayı tuttuğu bir kontrol bölümüdür.Bu
bölüm aynı zamanda zoom motorunu bulundurur.
Bu motor objektifin içindeki hareketli lens grubunu ileri ve geri hareket
ettirecek düzeni çalıştırır.
Elcikde kayıt düğmesi,Zoom mandalı, Return düğmesi ki bu düğme birkaç
farklı amaçla kullanılabilir ve
bazı sabit ayarların yapıldığı parçalar bulunur.Objektif kameraya Bayonet
diye tabir edilen mekanik parçayla bağlanır.Objektifin ön merceğini ise Parasoley
adı verilen ve ışık kaynaklarından doğrudan merceğe
ulaşabilecek ışınları kesen aynı zamanda objektifi darbelerden
koruyan lastik bir çerçeve bulunur.Zoom mercek dizisini önbölümü netlik
yapan lensleri arka bölümüde back-focus denilen geri netliği yapan
mercekleri bulundurur.
Yine mercek dizisinin en arka elemanı diyafram bileziğinin olduğu bölümdür.
DİYAFRAM objektifin en açık ve
en kapalı diyafram değerlerini verir.Diyafram manual ve otomatik seçeneklidir.
Objektifler üzerlerinde yazan focus uzaklığı ve büyütme kat sayısı ile
değerlendirilirler.
9x12 gibi bir değer; CCD ye veya resim tüpünün görüntü düşen yüzeyine
9mm uzaklıkta 12 kez büyüten anlamındadır.yani bu objektif 9-
Kamera gövdesinin diğer bir elemanı VF View-finder ,vizör yani bakaçtır.
İlk üretilen profesyonel kameralarda VF –Vizörler siyah beyaz ve ¾ inc
tabir edilen boyutta mini monitörlerdir.Üzerlerinde ses seviyesi,renk
filtresi, renk ısı derecesi,akü seviyesi .çekilen band süresistart- stop REC. Yazısı ve kameramana faydalı olacak bazı bilgileri ihtiva
eden göstergeler bulunur.
Son dönemde üretilen Broadcast kameralarda VF
lar renkli olarak imal edilmektedir.
Ancak; profesyonel maksatlı yayınlarda kameramanlar renkli vizörün renk
hatalarını azaltmasından dolayı kullanışlı bulmalarına rağmen, resimde
focus-netlik ayarı yaparken keskinliği yakalamakta zorlanırlar çünki renk
pikselleri bu kadar ufak bir ekranda oldukça iri taneli kalmakta, ince detaylar
görmede yetersiz kalmaktadırlar, yani siyah-beyaz vizörde netlik yapmak daha
kolaydır.Vizörler izlenilen resmin ışık- kontrast seviyesini, renk bar
skalasını,tally lambasını,ses ayar göstergelerinin anahtar ve düğmelerini
de bulundururlar.Vizör bakaçları hareketli olup kameramanın istediği
dorultuya yönelebilir. Kameraman
bu ufak ekrana gözünü dayayıp görüntüyü izler.Kameramanın gözü ile
mini ekran arasında bir diyoptri merceği vardır.
VİZÖRLERDE
bandın çekilen yada kalan süresi TC diye adlandırılan Time
code göstergesi bulunur.Asıl önemli gösterge ise görüntünün renk KELVİN
derecesini veren sayısal değer göstergesidir, bu gösterge Aktüel kameraların
farklı ortamlarda ve farklı ışıklarda çekim yapmaları ve her değişen
renk ısısını kameramana aktarması renklerdeki farklılıkların önüne geçer.Harici
efekt mikrofonu bazı cihazlarda gövdeye bazılarında Vizör gövdesine bağlıdır.
Elektret mikrofonlar sese aşırı duyarlı olup doğal ortamdaki tüm sesleri
elektriksel ortama aktarabilirler azda olsa yönlü çalışırlar ve üzerlerinde
rüzgar etkisini kesen sünger
wind- cutter bulunur.Bu tür
mikrofonlar çalışma enerjisini ana gövdeye bağlı olan ses kablosuna
paralel bağlantıdan alırlar.Manual ve otomatik ses alma imkanına sahiptirler
Kamera gövdesi denilince görüntüyü
algılayan elektronik sistem ve bandın üzerine kayıt yapan elektro mekanik
sistem akla gelir.
Broadcast yayın kameraları
üç ayrı renk için üç ayrı resim tüpü veya CCD içerir.
Güneş ışığının kalıcı etkileri CCD devrelerde ortadan kaldırılmıştır.
Resim tüpleri güneş ışığına veya kuvvetli spot yada ark ışığına doğrudan
maruz kaldıkları takdirde resmin o bölümünde kalıcı leke ve benzeri
sorunlar yaşamaktaydılar.
Kamera gövdesinin diğer önemli bölümü video görüntünün elektriksel işaretler
halinde kaydedildiği manyetik band kompartımanıdır.
Bu bölüm kaset açıklığından giren kasedi içeri alan servo sistemiyle
donatılmıştır.
Yatay olmayan biraz eğik durumdaki kayıt okuma kafası bandın ortasında kalan
bölüme eğik çizgiler halinde video işaretlerini kayıt eder.Yine aynı kafa
play okuma anında kaydedilmiş bu eğik çizgi halindeki işaretlerin üzerinden
geçerek görüntüyü okur.
Video bandın üst tarafındaki iki ayrı kayıt yolu video bandın kapsam
motorlarının devir hızlarının senkronlu olarak hareketine referans olan
senkron işaretlerini kapsar.(CTL)Yine TC kaydı da bu çizginin altındaki boşluktur.
Alt taraftaki izler ise ses kayıt için ayrılmış olan bölümdür.
Band SES silmede, kayıt ve okuma da kafalar sabit, band hareketlidir.
Her bir kafa kaydı TV ekranındaki yatay bir çizgiyle eşleşir.Döner
kafalarda dört adet manyetik kayıt parçacığı bulunur, yani bir devirde dört
satır kaydı ya da okuması yapılır.
Ayrıca video bantlar çok kuru ve
çok nemli, aşırı sıcak yerlerde uzun süre kalmaları halinde boylarında
uzama çekme ve yapışmalar olabileceğinden bozulabilirler.
Kamera gövdesinin diğer bölümlerinde
Ses seviye kontrol göstergeleri,ses monitor hoparlörü,Resim monitörü,
çeşitli anahtarlar.ses kanalı,monitor kanalı seçme,kamera on-off ,kazanç
anahtarı,filtre hafıza anahtarı.TC-CTL seçme,ses volum düğmeleri.Beyaz ve
siyah ayarı butonlarıBazı kameralarda beyaz otomatik butonu. Ve yine
kameraların çok kamrealı ortamlarda bağlandıkları Resim masasının faz farkını
gideren çok konumlu rotory anahtarlar bulunabilir. Kamera gövdesinin üzerinde
video teyplerde bulunan ileri geri, okuma kayıt VS tuşları yer alır.
Akü ağırlık olarak hatırda
tutulması gereken bir parça olup kameranın
en arkasındadır ancak kamera imalatçıları kullanılacak
akünün ağırlığını kameranın ağırlığı ile dengelemek için
yani ağırlığın tam omuz tünde olması için kullanılan malzemeleri sadece
üretim kolaylığı olarak değil omuzda ortalama bir yerde oluşması için
genele dağıtırlar.
Yoksa kamera dengesiz olur ve tercih edilmez.
Recorderin sağ üst arkasında
Teybin tüm fonksiyonlarını gösteren LCD ekranlı display yada gösterge
bulunur.
Üzerinde: TC-Time code, Real time saat-Ses seviye göstergesi-Akü göstergesi-Arıza
durumunda hangi devrede arıza olduğunu gösteren indikatör-Ses ayar düğmeleri
ve switch leri-Kulaklıktan hangi ses kanalını veya birlikte dinleme swithc
i-Ses manual –otomatik switch i ve ses giriş kanallarını seçen switch
bulunur.Yine kameranın bu bölümünde senkron geciktirme ve bazı ayarların
dokunmatik ayar ve düğmeleri bulunur.
Yeni nesil ENG ve EFP kameralarda bir çok yeni kullanım kolaylığı sağlıyan özellikler eklenmiş eklenmeye devam etmektedir.
Gün ışığının renk ısısı 5600 Kelvin olarak
kabul edilir.Bilim adamlarının güneşin yüzeyindeki renk ısısının
5800 kelvin olarak tesbit etmişlerdir.Ancak atmosferi katederek yer yüzüne
ulaştığında 5600 kelvin olarak ölçülür. Bu değer gün ortası ve
bulutsuz havadaki renk ısısıdır. Eğer sabah ve akşam üzeri ölçüm
yaparsak bu değer 4 bin kelvininde altına düşebilir.Çünki gün batımı ve
doğumunda güneş ışığı atmosfer de kalınca bir tabakadan geçer ve bazı
atmosfer gazları ışığı filtre ederek yüksek ısıdaki 5600k ve yukarısını
absorbe ederek emer.
Daha az sıcak olan sarı turuncu ışığı geçirirler.Film ve TV kameralarının aydınlatma kaynakları genellikle 3200 Kelvin ışık veren ve sarı ışık olarak adlandırdığımız TUNGSTEN akkor flamanlı lambalardır.Halojen ampul olarak adlandırılan bu ışık kaynakları maximum dereceye ulaştığında yani akkor haline geldiğinde 3200 Kelvin renk ısısı ile ışırlar.Gün ışığı veren kaynaklar ise ark ışığı diye adlandırılan ve 5000-5600 kelvin arası ışıma yaparlar.Cıva yada ıyot buharlı ışık kaynakları gün ışığını ısındıktan bir süre verirler. Bilindiği üzere filmler de üretildikleri uygun ışık aydınlatmasında doğal renklerde pozlanırlar.Aksi takdirde film farklı ışıkta mavi yada sarı rengin hakim olduğu baskın renklerde pozlanır, diğer renkler kaybolur.
Açık mavi gökyüzü |
10.000-20.000 K |
Bulutlu gökyüzü |
6800 K-Değişken |
HMI-Hg=cıva , M=orta ark , I iyot |
5600-5800 K |
Gün ortası güneş ışığı |
5600 K |
Tungsten Halojen |
3200 K |
Standart Floresant sarı |
2700 K |
Floresant Daylight |
5000-6500K arası |
Evlerdeki Tungsten akkor lamba |
2700 K |
Gündoğumu-batımı |
2000 K |
Mum |
2000 K |
Kameralar ve fotoğraf filmleri renk ısı farklılıklarında
renk düzeltme filtrelerine ihtiyaç duyarlar.
Renk spektrumunda insan gözünün
gördüğü aralığı 1000K.-20.000 Kelvin
olarak sınırlandığını göz önünde bulundurursak, sarı ışıktan
turuncuya,kırmızıdan maviye doğru bir yelpaze gibi renk ısıları da bu
skalanın içinde yerlerini alırlar.Video kameralar 3200 K.(Kelvin) renk ısısına
göre imal edilirler.
Video kamera filtreleri.
1 .filtre |
3200 Kelvin |
2 .filtre |
5600 K. ¼ ND |
3 .filtre |
5600 Kelvin |
4 .filtre |
5600 K. 1/16 ND |
Tungsten ışık veya kapalı ortamlardaki düşük sevide aydınlatılmış
ortamlarda kullanılır
2 no. lu filtre gün ışığının fazla olduğu anlarda kullanılır ve
5600K.yı 3200 K. ya çevirir.ışığı gri filtre ile ¼ oranında zayıflatarak
CCD ye geçmesine izin verir.
Gün boyu ışığın yüksek olduğu anlarda 2 no lu filtre kullanılır.
3 no. lu filtre sadece 5600K yı 3200 K ya çevirir, zayıflatma etkisi yok
denecek kadar az olan filtredir.
Gün ışığının az olduğu kapalı - bulutlu havalarda ve gölgelerde
kullanılır.
4 no. lu filtre ise; hem renk düzeltmesi hem de yüksek oranda ışık
zayıflatması yapan filtredir.
5600K. gün ışığını 3200K. ya çevirirken, 1/16 oranında ışığı zayıflatarak
CCD ye iletir.
Bazı kameralarda 1/64 oranında zayıflatma yapan 4 no lu filtreler kullanılmaktadır.
4 no lu filtre gün ışığının çok yüksek
olduğu; Güneşli ve karlı günlerde ya da deniz kenarı ve kumsal gibi
yerlerde
güneş ışığının çok parlak olduğu anlarda kullanılır ve yaptığı
zayıflatma ile kameranın uygun diyafram aralığında kalmasını sağlar.
Bu zayıflatma olmazsa resim çok parlak ve ya patlamış diye tabir edilen hale
gelir.
Doyuma ulaşır, SATÜRE olur.
Fotoğraf ve film kameraları ile çekim
anında kullanılan renkli filtreler, filmin renginde değişime sebep
olurlar. Özellikleri nedeniyle bazı renkleri tam bazılarını az yada hiç geçirmezler.Resimde
etkiyi arttırmak için olması gerekenden farklı renkleri görüntüye aktarırlar.
Efekt filtreleri
ise filmde şekil değişikliğine sebep olurlar.
Filtrelerin imal edildikleri maddeler
genelde cam, Akrilik ve jelatindir.
Cam filtreler kaliteli,kolay çizilmez ve pahalıdır.Jelatin ve akrilik
filtreler ise ucuz ,daha cabuk çizilebilirler bu çizgiler filme de yansır.
En çok rastlanılan kullanım şekli objektiflerin önündeki çemberin
iç çapına uygun dişli, tırnaklı yada özel adaptörlü yuvalarına takılırlar.
Diğer kullanım şekli ise objektifin arkasına ve kameranın karanlık odasındaki
film kızağının üzerinde bulunan filtre boşluğuna takılırlar.Burada
filtre objektif ile filmin arasındadır.Her iki şekilde kullanımda
kameraman filtrenin zayıflatma faktörünü
dikkate alır ve pozometre ile ölçümdeki diyafram değerine filtre faktörünü
de katarak diyaframı daha çok açar
Objektif önünde kullanılan filtreler
genellikle cam ve akrilik filtrelerdir. Jelatin filtreler zorunlu olmadıkça
objektif önünde kullanılmazlar genellikle objektif arkasında ufak parça
halinde kullanılırlar.Kamera içinde bu şekilde kullanım esnasında filtreyi
değiştirmek istediğinizde kapak açılır ve burada bulunan negatif film
yanar.Buradaki filtre ufak bir parça olduğundan parmak izi kalmamasına dikkat
etmek gerekir çünki filmin çerçevesine yakın büyüklükteki filtredeki
istenmeyen izler filme de yansır.
Objektif
önünde kullanılan jelatin filtreler iki cam arasında ki kullanım şekli ile
tercih edilirler.Cam filtrelerin hata oranı az ve geçirgenliği yüksektir.Diğer
filtrelerde ışık zayıflatma ve astigmat hataları olabilir.
Mavi filtre:
|
Maviyi geçirir
|
Kırmızı ve yeşili
emer. |
Kırmızı filtre |
Kırmızıyı geçirir
|
Mavi ve yeşili emer |
Yeşil filtre |
yeşili geçirir
|
Kırmızı ve maviyi
emer |
ARA RENKLİ FİLTRELER:
Sarı filtre |
Maviyi emer |
Sarı- kırmızı geçer |
Magenta filtre |
Yeşili emer |
Mavi -kırmızı geçer |
Cyan filtre |
Kırmızıyı emer |
Mavi- yeşil geçer |
Turuncu |
Mavi-yeşili emer |
Kırmızı- sarı |
Tungsten film ile açık ortamdan gelen Gün
ışığını filtrelemek mümkün olamıyacağından
sadece Turuncu filtre kamera objektifinin önüne
yada arkasına koyulur ve 5600 K lık ısı 3200K e düşürülür. (KELVİN:Renk
ısı ölçüsü.)
Filtrelerin
ışık düzeltme(Kelvin arttırma yada azaltma)değerleri dereceli olarak
artar, yani ışık kaynağı ile kullanılan filmin renk ısısı
arasındaki fark kelvin metre ile ölçülerek aradaki düzeltme farkına
karşılık gelen filtre kullanılır.
Filtre
|
Filtre nosu |
Zayıflatma
F.stop. |
Kelvin renk düzeltmesi |
MAVİ |
80A |
2 |
3200 den 5500 e |
80B |
1 2/3 |
3400 den 5500 e |
|
|
1 |
3800 den 5500 e |
|
80D |
1/3 |
4200 den 5500 e |
|
TURUNCU |
85c |
1/3 |
5500 den 3800 e |
85 |
2/3 |
5500 den 3400 e |
|
85N3 |
1 2/3 |
5500 den 3400 e |
|
85N6 |
2 2/3 |
5500 den 3400 e |
|
85N9 |
3 2/3 |
5500 den 3400 e |
|
85B |
2/3 |
5500 den 3200 e |
Filtrelerin film düzlemine
düşürülecek ışığın niteliğin kontrol etmek için kullanıldığını söylemiştik.
Bu kontrolü yaparken normal poz değerleriyle düşürülecek ışık şiddetinin
ne kadar etkilediğini filtre faktörü belirler. Aşağıdaki tablo objektife
takılacak filtrelerin faktörlerine göre f değerinin ne kadar daha artırılması
gerektiğini gösterir.
Filtre faktörü |
1.5 |
2 |
2.5 |
3 |
3.5 |
4 |
5 |
6 |
8 |
10 |
f-stop |
0.50 |
1.00 |
1.25 |
1.50 |
1.75 |
2 |
2.25 |
2.50 |
3 |
3.25 |
UV-Ultraviyole
:(Morötesi) Filtrestik veya jelatinden yapılmışlardır.
Mor ötesi (ultra-viyole) ışınların fazla olduğu yerlerde özellikle yüksek
dağlarda, deniz veya plajlarda, kar çekimlerinde; Gözle görülmeyen morötesi
ışınların fotografın keskinliği ve berraklığı üzerine yaptığı
etkiyi azaltmak ve objektifin ön camını çarpmalara ve tozlanmalara karşı
korumak üzere kullanılan renksiz ve saydam filtrelerdir. Fotografa
çok hafif pembelik verir. Pozlamaya hiçbir etkisi yoktur
A1-Skylight:
(Gökışığı) Filtre
Doğrudan gelen parlak gün
ışığıyla çekilen fotograflarda mavi renk fazlalığını gidermek ve
fotografa daha kontrast bir görüntü vermek için kullanılırlar. Pozlamaya
hiçbir etkisi yoktur
Polarize Filtre:
Doğrudan gelen ışık kaynaklarının nesneler üzerinden yansıyan ışık
kaynağına polarize ışık denir. Bu polarize ışığın yarattığı yansımaları
azaltmak ve fotograftaki kontrastı artırmak için kullanılan filtrelerdir.
Polarize filtrelerin oluşturduğu düzlemde; Yansıyan ışınlar kırılarak
yaratığı etki azaltırılır veya yok edilir. Polarize filtre kullanarak çekilmiş
mavi gökyüzü üzerindeki bulutlar gözle gördüğümüzden daha belirgin çıkarlar
e Polarize filtreler ikiye
tipdir. Doğrusal (linear) Polarize Filtrelerde ışık tek düzlemden geçer.
Dairesel (Circular) polarize filtrelerde ışık iki düzlemden geçerek işlevini
tamamlar. Işık ölçümü objektifin içinden yapan fotoğraf makinalarında
dairesel(circular) polarize filtreleri kullanılır
Bu
filtreler film düzlemine düşen ışığın renk dengesini bozmadan sadece
ışık şiddetini azaltmak için kullanılır. Nötr yoğunluk gri filtreleri
renklerin dalga boylarına hiçbir etkisi yoktur. Kullanılan Nötr yoğunluk
filtre faktörüne göre diyafram ayarını zayıflatma tablosundan bakılarak
tespit edilir.
Bu
filtreleri asa değeri yüksek filmlerin yüksek ışıkta ya da yüksek
diyaframda çalışmak zorunda kaldığımız zaman kullanırız. ND filtre
ışığın renk değerlerinde değişim yapmadan sadece yoğunluğunu azaltmada
kullanılır ve daha açık diyaframda çalışma imkanı verir.
ND filtreleri renk düzeltme
filtreleri ile birlikte imal edilerek, hem
renk hemde ışık yoğunluğunu düzeltmede kullanılabilirler.
Kullanılan film ile çekim
mekanındaki ışığın renk ısısının uyuşmadığı durumlarda kullanılır.
Bu filtreler renk ısısını Gün ışığı ısı değerlerine getirmek için
kullanılan filtrelerdir
Konuyle
ilgili resimler eklenecektir.
TRT Emekli Başkameraman
Öğretim Görevlisi.
Kaynak belirterek alıntı yapabilirsiniz.
Yukarıda herkesin bilgisine
sunduğum Kamera Teknikleri bilgileri, Mesleğim esnasında edindiğim Teorik ve
Pratik bilgileri ihtiva etmektedir.
Bazı özel üniversitelerde ders verdiğim yıllarda öğrencilerime verdiğim ders
notlarıdır.